geçtiğimiz bayramın ilk 2 günü için Sinop'u keşfetmek üzere, kendimiz için ufak bi çanta fakat Jr için büyük bi bavul hazırlayıp Ağustosun 18. gününün sabahı yola çıktık.



biz Sinop'ta eşimin eski bir arkadaşı ile buluştuk ve onun tavsiyeleri ile Yalı kahvesi'nde çay içmeden, Örnek Fırın'da cevizli mantı ve nokul yemeden ve denize girmeden ordan dönmedik :)) sahilde balık ekmek ve bira keyfini de unutmadık tabi.

biz sadece 2 gece kalabildiğimiz için bunları yapabildik ama eminim daha uzun süre kalsaydık tadına doyamadığımız denize daha çok girerdik ve cevizli mantı sebebiyle birkaç kilo fazladan alıp dönerdik evimize :))

gezimizin dönüş yolunu da Boyabat üzerinden yaptık ve Ankara'ya daha sakin ama manzarasız bir yoldan döndük. dönerken yol üzerinden tazecik domates, biber ve mis kokulu kavunlarımızı almayı ihmal etmedik.
Jr ile yolculuk ve tatil nasıl oldu kısmına gelince ise, yol boyunca huzursuzluk çıkarmadı diyebilirim sadece dönüşte Ankara il sınırını geçince, ağlamaya ve huzursuzlanmaya başladı, eh tabii uzun bir yolculuğa haddinden fazla sabırlı davrandı ve o yüzden bu kadarını yapmaya hakkı vardı sanırm :) yolun gidiş ve dönüş kısmında uzun uykular uyuduğu için kendisine teşekkür ederiz.
giderken park yatağımızı yanımızda götürmüştük ve çok işimize yaradı. sadece 3 gün boyunca fazla hareket alanı olmadığı için sıkılmış olabileceğini düşünüyorum ama bize pek bişey yansıtmadı :)) sonuçta eve gelir gelmez kendisini yere bıraktım ve büyük bir keyifle emeklemeye başladı :) yaşasın özgürlük yani...
şu an uyanık ve oynamakta olan Jr benden ilgi bekler, bu kadarını da olsa yazmama fırsat verdiği için kendisini öpücüklere boğmaya gidiyorum...
sevgiler..