29 Kasım, 2012
24 Kasım, 2012
annece beslenmece
insan anne olunca, kendince masallar uydurup ninniler besteleyebildiği gibi uyduruk ama kaliteli mamalar da hazırlayabiliyormuş meğer :)
eğer anne olmasaydım asla ve asla aklımın ucuna gelmeyecek yepyeni tarifler icat etmekteyim bi süredir. eh Jr. da bunları severek yediğine göre lezzeti de tescillenmiş oluyor bir nevi.
bu uyduruk birkaç mamanın tarifini paylaşmak isteriz o halde :D
1. avokadolu sabah kahvaltısı - ıhlamur eşliğinde

2. pirinçli kerevizli çorba

3. pırasalı palamutlu Jr. çorbası
bu çorba tamamen kendi icadımız olduğundan ismine kendi adımızı da ekledik.
bir ufak tencerede yarım soğanı zeytinyağıyla çevirip, daha sonra üzerine rendelediğimiz birkaç domatesi ekliyoruz. domatesler azıcık kendilerinden geçince ince ince kıydığımız bir su bardağı kadar pırasayı, dondurucuda daha evvelden sakladığımız kerevizin yeşil yapraklarından 1 çorba kaşığı kadarını ve gene 1 çorba kaşığı kadar kıyılmış maydanozu, 2 diş sarımsak ile birlikte ilave ediyoruz. yarım su bardağı da su ekleyip kaynamaya bırakıyoruz. kaynadıktan sonra gene daha önce fırınladığımız palamutlardan iki yada üç silindirik parçayı, kılçıklarından güzelce arındırıp kaynayan çorbamıza ilave ediyoruz. 2 taşım daha kaynatıp altını kapatıyoruz. biraz karabiber çok yakışıyor. biz bunu ailece çok seviyoruz. Jr. yiyecekken rondolamak da mümkün ama o artık koca bir bebek :) buna ihtiyaç duymuyoruz genellikle. umarım bu da afiyet olur hepinize :)
iyi haftasonları.
ps: bu tarifleri bloglaştırıp size yazacağımı daha önceden öngöremediğimden yemeklerin fotoğrafları yok, onun yerine Jr.ın yemek yerkenki mutlu anlarından oluşan bir demet fotoğrafı yayınlıyoruz :) sevgilerle..
22 Kasım, 2012
uyku kardeşim... vol.2

şaka bir yana, başlangıçta okuduğum tüm "uyku eğitimi ilgili" yayınların yerini "uyku eğitimi gerekli mi" tarzı yayınlar va yazılar aldı. yani "bırakınız çocuğu, elbette zaman içinde kendiliğinden uyuyacak, zorlamayınız" türünde. sonuçta ne kadar doğru ne kadar yanlış hangisi doğru hangisi yanlış bilemediğimden içimdeki vicdani anne sesine kulak verdim.

ve karar verdim, ağzımızdaki tüm inciler çıkıp da parlayana kadar kendimi istediğim kadar hırpalayayım bu eğitmler çok gereksiz. hem kendi kendine uyumaya programlı olsaydı bu veletler ağızlarında dişlerle doğarlardı eminim. zira çıkmakta olan dişlerin verdiği rahatsızlık değil uykuyu, yemeyi, oynamayı bile unutturacak kadar zorlu geçiyor son günlerde.
neyse, bu diş mevzu başka bir yazının konusu aslında.

mışıl uyusunlar, güzel büyüsünler :)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)