koskoca bir mart ayında, kafamı uzatıp size merhaba diyemedim. ama arayı kapatacağım, söz :)
başlıkta verdiğim mesaj gibi, zamana karşı hızlı olamadım, yoruldum, dinlenemedim... ama, işte hep o sihirli "ama" :)
biliyorsunuz artık, "ama onlar yanımda ya..."
"ama onlar iyi ya..."

3 şeyi yanımda getirebilseydim eğer; arkadaşlarımı, kreşimizi ve hemşiremizi de yanımıza alabilmeyi çok isterdim... Türkiye'deki okulunuzun kıymetini bilin. zira burdaki okullarda ne yemek, ne kahvaltı, ne uyku, ne pijama, ne diş fırçası, ne panduf var... çocuğun birebir duygusal iletişim kurabilmesi için önce dil iletişimi eksik... ama uzmanlar bunun, erken yaşlarda çok da önemli olmadığını vurguluyor.
buraya geldiğimizin 2. günü; Jr. bize burda neden hiç arkadaşının olmadığını söyledi..daha önce babamızın araştırıp bulduğu bir montessori okuluna kayıt yaptırdık. eğitimde dil olarak ingilizce ve fransızcayı seçtik. bu bilingual durumla ilgili araştırıp öğrendiklerimi ve doktorumuzun notlarını sizinle daha sonra paylaşacağım. Jr.ın bugün okulda 3. günü. oryantasyon aşamasında 2 gün onunla okulda kaldım. biraz ağladığı oldu, oynamaktan çok yorulduğu da... ama genel olarak eğleniyor, genel olarak mutlu.
hayat hızlı, hayat koşturarak geçiyor son günlerde... evi yaşanılır hale getirmek, o arada; çocuklarla, düzeni fazla bozmadan ve onları hırpalamadan ilgilenebilmek... yoruyor ama bu kez durum biraz farklı... bu kez babamızın yanındayız. işler biraz daha hızlı, biraz daha kolay oluyor :)
arayı açtığımın farkındayım, en başta da söylediğim gibi telafi edeceğim.
şimdilik size burdan sıcacık (ama gerçekten sıcacık) sevgilerimi yolluyorum :)
görüşmek üzere...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönderme